ZELA SAVAŞI
M.Ö. 47 yılında Zile’de çok önemli bir savaş olur. Ünlü Roma İmparatoru Joule SEZAR ile Pontus İmparatoru II. Pharnekes ile yapılan savaş sonunda Sezar büyük kayıplar verse de savaşı kazanarak Roma’ya tarihi en kısa ve en veciz mektubunu bir kurye ile gönderir.
Bu mektupta Sezar VENİ-VİDİ-VİCİ (Geldim-Gördüm-Yendim) yazmıştır.
Bu söz binlerce yıldır dünya da slogan olarak kullanılmaktadır. Sezar’ın Zela savaşını yaptığı alan ve tarihi Zile Kalesi görülmeye değer tarihi alanlardır. Anodolu’da yapılan en büyük muharebeler den biri olan Zela savaşı tarih meraklılarının ilgisini çekmektedir.
ZİLE KALESİ
Zile şehir merkezinin tam ortasında yarı dolgu olarak yapılmış ovayı panoramik olarak gören bir höyük konumundadır. Kale Ninova Melikesi Semiramis tarafından doldurularak inşa edilmiştir. Kalenin içinde 1985 yılında yağan yağmur sularının açması ile 182 basamaklı bir su sarnıcı bulunmuştur. Kalenin doğusunda kayalık alanda bir Roma Anfi Tiyatrosu bulunmaktadır. Anadolu'nun kuzeyinde bulunan en son anntiyatro olma özelliğini taşıyan tiyatronun sahne ve kulis binaları toprak altında kazı yapılmayı beklemektedirler. Kalenin giriş kısmı ve kulesinin restorasyon çalışmaları devam etmekte olup kale içinde bulunan eski kışla binasının da müzeye dönüştürülme çalışmaları sürmektedir. Zile Kalesi üzerinden Zile'yi kuş bakışı panoramik olarak görmek mümkündür. Tarihi Zile Kalesi şuan mesire amaçlı milli tarihi park olarak da hizmet vermektedir. Zile'ye gelen herkesin gezmesi gereken önemli tarihi alanların başında gelmektedir.
BURAM BURAM TARİH KOKAN ZİLE SOKAKLARI
Zile şehir merkezinde yaklaşık 3500 adet tarihi Türk evi mevcuttur. Anadolu'da doku anlamında en bozulmamış tarihi sokak dokusuna sahip olan Zile'de son yıllarda belediye ve vatandaşların iş birliği ile tarihi evlerin restorasyonlarına başlanmıştır.
Bu sokakların en önemlilerinden biride geleneksel mimarının en güzel örneklerinden 300 yıllık ahşap evleri bünyesinde bulunduran Amasya Caddesi'dir. Zile sokaklarını gezerken adeta kendinizi bir Osmanlı kentinde hissedeceksiniz. Zile evlerinin en önemli özelliklerinden birisi de evlerde beyaz Zile Pekmezinin yapıldığı geleneksel pekmez atölyeleridir. Bunlara Zileliler Bağ Damı demektedirler. Zile'de hala eski evler, eski sokaklar ve eski yaşam zamanın yok ediciliğine karşı ayakta durmaya devam etmektedir.
SERÇE SARAYI
15. Yüzyıl'da Zile Cedit Mahallesinde yapılan Osmanlı Hamamlarından Yeni Hamam'ın giriş kapısı üzerinden blok taştan oyma olarak yapılan, kuş evine Zileliler SERÇE SARAYı demektedirler. Serçelere yaz kış beş yüz yıldır ev sahipliği yapan Serçe Sarayı adeta Zile'nin sembolü olmuştur. Zileliler bir kişinin Zileli olup olmadığını test etmek için espiri mahiyetinde Serçe Sarayı'nın yerini sorarlar. Bilmeyen Zileli olarak kabul edilmez. Zile'ye geldiğinizde mutlaka Serçe Sarayı'nı görmeden gitmeyin.
BOYACI HASANAGA CAMİİ
Sakiler Mahallesi'nde bulunan bu camiyi Sultan II. Beyazıt zamanında Sultan Hocaoğlu Ali 1479 yılında yaptırmıştır. Kıtabesi günümüzez gelememiştir. Ancak yanında aynı kişi tarafından yaptırılan bir okul bulunmakta olup, bu okulun kitabesinde de cami ile birlikte 1479 yılında yaptırıldığı yazılıdır. Cami kesme ve moloz taştan kare planlı olarak yapılmıştır. ibadet mekanının üzerini tromplu, sekizgen kasnakli bir kubbe örtmektedir.Caminin önünde yuvarlak kemerlerle birbirine bağlı, dört sütunun taşıdığı kubbeli üç bölümlü son cemaat yeri bulunmaktadır. Yanındaki minaresi taş kaide üzerine tuğladan yuvarlak gövdelidir. Bu minare 1939 depreminden sonra yıkılan minarenin yerine yapılmıştır.Halk arasında caminin ismi Hızır Cami olarak geçmektedir. inanışa göre 40 vakit sabah namazını bu camide kılan Hızır (A.5.)'ı görür denilmektedir. Kale yolu üzerinde bulunan bu cami görülmeye değer bir Osmanlı eseridir.
NASUH PAŞA ULU CAMİİ (Camiyi Kebir)
Zile Çarşı merkezinde bulunan Ulu Cami ilk olarak 1267 yılında yapılmış olup 1909 yılında büyük bir tadilat geçirmiş adeta cami yeniden yapılmıştır. Cami'nin en önemli özelliklerinden birisi armudi külah şeklinde kesme taştan yapılan minaresidir. Ulu Cami'de bir asırı aşkın bir süredir 40 Hatim adı altında güzel bir gelenek devam etmektedir. 40 gün boyunca sabah namazından sonra günlük Ulu Cami'ye gelen hafızlar her gün bir hatim indirerek 40 gün boyunca 40 hatim okuyup şehrin güvenliği, bereketi için dualar edilmektedir. 40 gün boyunca cami yoğunluktan cemaati alamaz duruma gelmektedir. Cemaatin büyük bir bölümü dış avluda ve sokaklarda duaya iştirak etmektedirler. Daha önceki yıllarda 40 hatimin son günü at üzerinde bir hafız Kuran-ı Kerim'i hatmedip şehrin etrafında dualama yapmakta idiler.
ŞEYH NUSREDDİN TÜRBESİ
Fuad Köprülü'nün ilk Mutasavvuflar adlı eserinde belirttiği, Horasan'dan gelen Hoca Ahmed Yesevi'nin öğrencilerinden Şeyh Nusrettin ve müritleri Zile'nin bugün Şeyh Nusrettin köyünün bulunduğu yere yerlesmişlerdir. Şeyh Nusrettin Tekkesi ziyaretçilerle dolup taşmaktadır. Çeşitli dilekler için gidilen ziyaret yeri özellikle humma hastalığına yakalananların gittikleri ziyarettir. Ayrıca küçük çocukların türbe etrafında yedi defa dolandırılması ile erken yürüyeceklerine inanılır. Türbe içerisinde bulunan Zileli Nakkaş Emin'in kök boya bezemeleri ve resimleri orijinalliğini koruyarak bu güne kadar gelmiştir.
KEERÜZ VE ÇEŞMELER
Zile bir sular şehridir. Zile Yozgat'ın Bozok Kültürü, Amasya'nın Yeşilırmak Kültürü ve
Tokat'ın Kelkit Kültürün esintileri ile oluşmuş çok renkli bir plato ve kültüre sahiptir. Kurak Bozok Ovası'ndan Yeşilırmağın zengin suyuna kavuştuğu alan olması nedeni ile Zile'ye bir su kenti diyebiliriz. Su gibi aziz ol, su gibi ömrün uzun olsun, yolun açık olsun, su gibi ak git Zilelilerin başlıca dualarıdır. Zile'de sokak isimleri, semt isimleri suyun akışına göre adlanmıştır. Patırdak, Böngüldek, Çukur Pınar, Çay Pınar, Üçler Pınarı, Kepir Pınarı gibi. Anadolu'nun en eski su şebekelerinden birisi olan keerüzler Zile'de yapılmıştır. Evlerin altından bir evden diğerine geçen su şebeke sisteminde yuvarlak taş şeklindeki keerüz taşından içme suları temin edilirdi. Orta Asya'daki Uygur Karızlarından esinlenerek yapılan Zile keerüzleri birkaç çeşme haricinde işlerliğini kaybetmiştir.
ZİLE BATI
Zile bat yemeği Zileli hanımlarının günlerdeki değişmez ana yemeğidir. Ayrıca bat yaz kış tüketilen bir hamam yemeğidir. Zile hamam sefalarında göbek taşına getirilen bir kazan bat bağ yaprağı ile tüketilir. Zileliler çok sevdikleri bat yemeği için bir türkü bile bestelemeyi ihmal etmemiştirler.
ZİLE BAĞ YAPRAĞI
Zile Bağlarından kartlaşmadan yani yaşlanmadan toplanan bağ yaprağının özelliği hafif sarımsı ekşi ve ince olmasıdır. Zile bağ yaprağından yapılan küçük ve sıkı sarılmış etli yaprak dolmasının tadına doyum olmaz. Zile'de çeşitli ambalajlarda satılmaktadır.
ZİLE PEKMEZİ
Zile'nin en tanınmış mutfak ürünü Zile'nin narinciye üzümünden yapılan beyaz pekmezidir. Yurtiçinde ve dünyanın bir çok ülkesinde tüketilen Beyaz Zile Pekmezi organik, kan yapıcı ve afrodizyak özellikleri ile özellikle Avrupa ülkelerinde çokça tüketilmektedir. Eskiden her evde mahalli usullerle beyaz pekmez yapılırken şimdi otomatik makinelerde pekmez fabrikalarında el değmeden yapılıp satışa sunulmaktadır. Zile'ye gelip te pekmez almadan gidilmez.
ZİLE KÖMESİ
Zile'de kış mevsiminin önemli besin kaynaklarından biride Zile'nin cevizli kömesidir. Eskiden köme her evde bağ damlarında yapılırdı. Hala eski Zile mahallelerinde köme yapanlar olmasına rağmen atölyelerde ticari amaçla yapanlar çoğunluktadır. Zile pekmezinin yan ürünü olan kömenin yapımızda oldukça zahmetli ve maharet gerektiren bir iştir. Zile'ye geldiğinizde mutlaka Zile kömesinden tatmadan Zile'den ayrılmayın.
ZİLE LEBLEBİSİ
Bir zamanlar leblebicilik Zile'de el sanatı idi. Leblebi denince Zile akla gelirdi. Asırlardır adı Pekmezi ve Leblebisi ile birlikte tanınan Zile de Bu gün Zile leblebisinin imalatçısı oldukça azalmıştır.
Zile 'nin meşhur sarıleblebisi kuru nohuttan yapılır. Nohutun leblebiye dönüşmesi bir buçuk aylık bir emeğin ürünüdür. Tarihi dükkanlarda tek kavrumluk leblebiler kıl çuvallardan tenekelere, oradan leğenlere doldurulur. Odun ateşi yanan özelocaklarda kavrulan leblebiler son kavrulmadan sonra tekrar çuvallara doldurup dumanı üstünde satışa sunulur. Zile'nin her köşe başında bir leblebici dükkanı bulunurdu. imalat sürecinden de anlaşılacağı gibi, bu kadar çaba, zahmet ve eşsiz lezzet, Zile Leblebisinin ününün yıllar öncesinden bugünlere taşınmasındaki en önemli nedendir. Sadece Zile'de üretilen LALEK GÖZÜ diye bilinen yanık kırık leblebinin de meraklısı ve tüketicisi oldukça fazladır. Zile'ye geldiğinizde mutlaka otantik Zile leblebisinden almadan gitmeyin.
ZİLE BAĞLARI
Bağlar Zile'nin nefes alan ciğerleri gibidir. Zile'nin dört tarafı bağlık bahçeliktir. Zileliler meyve bahçelerine de bağ derler. Her Zilelinin mutlaka bir bağı vardır. Zileliler bağlardan gelir elde etmezler, bağları mesire sayfiye gibi dinlenmek eğlenmek için kullanırlar. Yaz ve bahar mevsiminde Zile hafta sonları terk edilmiş bir kent gibi Zileliler bağlara taşınırlar. Bağlarda Patlıcan tavası, Tokat kebabı, mercimekli bulgur pilavı, foslatma ve sabah kahvaltısında da işkefe ile yumurta piyazı değişmez bağ yemeklerindendir. Zile'de bağ komşuluğu ev komşuluğundan daha ileri seviyede muhabbetlidir. Mutlaka bağlarda yemek yerken ya komşuya gidilir veya komşu yemeğe çağrılır. Çocukların ve gençlerin bağlarda oynadıkları oyunlarda ayrı bir araştırma konusudur. Kelmotak, katır kazığı, çizgi, güdek vs.
Bağlar özgür alanlardır. Bağlarda her ağacın altından bir cürnbüş. bağlama sesi geliyor desek mübalağa etmeyiz. Bağlarda yapılan taşkınlıkları da Zileliler tebessüm ve hoşgörü ile karşılarlar. Bağlarda kimisi içkisini içerken kimisi namazını kılar, zikrini çeker hiç kimse kimseye karışmaz.
EL SANATLARI
Zile'de kale yolu üzerinde, musalla arastasında, uzun çarşıda, mahalle aralarında çeşitli otantik el sanatları ustalarına rastlamanız mümkündür. Bunların başlıcaları, çarıkçı, semerci, saraç, mazman, sıraç bebeği ustası, bıçakçı, leblebici, semaverci, yaba ustası, Tokat kebabı ocağı ustaları, nalbant. demirci. El sanatları dükkanlarını gezerken kendinizi 19S0'li yılların Türkiye'sinde hissedeceksiniz.
AŞIKLAR ŞEHRİ, ZİLE
Anadolu'nun halk aşıklık edebiyatında en önemli ve en zengin şehirlerinden birisidir Zile. TRT repertuarına onlarca Zile türküsü girmesine rağmen Osmanlı döneminde Zile coğrafyasının büyüklüğü nedeni ile bir çok türküde değişik şehirlere mal edilmiştir.
Ünlü gezgin halk şairi Talibinin memleketidir. Aşık Sadık Doğanay, Memleket Şairi Cahit Külebi. Ünlü Romancı Mustafa Necati Sepetçioğlu, Kemteri, Ceyhuni, Talibi, Remzi, Kamili, Arifi, Kul Yusuf. Fedai, Suzi, Zefil Necmi, Turabi, Şemsi Zile'nin yetiştirdiği ünlü halk ozanlarındandır. Bu kadar zengin bir halk kültürü olan Zile'ye Aşıklar Kenti dememek mümkün değildir.